“Too” ve “Enough”

TOO: Çok, aşırı, haddinden fazla anlamına gelir ve verdiği anlam olumsuzdur. “Too”, yapmak istediğimiz şeyin engellendiği anlamını verir. Örnek:

The ceiling is too high. -Tavan aşırı yüksek. (Dolayısıyla dokunamıyorum.)

These shoes are too small. -Bu ayakkabılar aşırı küçük. (Dolayısıyla giyemiyorum.)

This tea is too hot. -Bu çay aşırı sıcak. (Dolayısıyla içemiyorum.)

Kullanım Yerleri:

1) too+sıfat: “Too” sıfatlardan önce gelir. Örnek:

This box is too heavy. (Bu kutu aşırı ağır.)

2) too+zarf: Zarflardan önce gelir. Örnek:

He speaks too fast. (Aşırı hızlı konuşuyor.)

3) too much/too many+isim: İsimlerle de kullanılabilir ve yine isimlerden önce gelir, fakat bu durumda “too”nun ardından sayılamayan isimler için “much”, sayılabilen isimler için ise “many” eklenir. Örnek:

There are too many meatballs in my plate. (Tabağımda çok fazla köfte var.)

Our teacher gives us too much homework. (Öğretmenimiz bize çok fazla ödev verir.)

4) too (sıfat/isim/zarf)+to+fiil (yalın hali): “Too”nun ardından sıfat, isim veya zarf kullandıktan sonra istenirse “to”+fiilin birinci hali kullanılabilir. Bu fiil cümleye “o işi yapamayacak kadar” anlamı katmaktadır. Yukarıda verdiğimiz örneklere birer fiil ekleyip farkı görelim. Örnek:

This box is too heavy to carry. (Bu kutu taşıyamayacak kadar ağır.)

He speaks too fast to understand. (Anlayamayacak kadar hızlı konuşuyor.)

There are too many meatballs to eat in my plate. (Tabağımda yiyemeyeceğim kadar çok köfte var.)

Our teacher gives us too much homework to do. (Öğretmenimiz bize yapamayacağımız kadar çok ödev verir.)

ÖNEMLİ NOT: “too” bazen “very”nin duyguları anlatmaya yetmediği yerlerde “çok fazla” demek için kullanılır, fakat bu kullanım yanlıştır. “Too”, olumlu anlamda “çok çok” demek değildir. Örneğin birinin ya da bir şeyin çok çok güzel olduğunu söylemek için kullanılmaz. Bunun için “really” gibi bir pekiştirici kullanabilirsiniz.

These flowers are really beautiful. (Bu çiçekler gerçekten güzel.) √

These flowers are too beautiful. (Bu çiçekler çok fazla güzel.) X

enoughENOUGH: Yeterince, yeterli anlamına gelir. Olumlu cümlelerde bir şeyin gereken ya da istenen kadar olduğu anlamını verir. Örnek:

She is tall enough to play basketball. –Basketbol oynamaya yetecek kadar uzun. (Boyu yeterli)

Olumsuz cümlelerde ise gereklilikleri ya da isteneni karşılamadığı anlamını verir. Örnek:

My father isn’t young enough to go to the disco. –Babam diskoya gidecek kadar genç değil. (Yeterince genç değil, yaşı gereklilikleri karşılamıyor.)

Kullanım Yerleri:

1) sıfat+enough: “Enough” sıfatlardan sonra gelir. Örnek:

This chair is light enough. (Bu sandalye yeterince hafif.)

DİKKAT: Sıfatlar “too”dan önce, “enough”tan sonra gelir: It is too hot. / It’s hot enough.

2) zarf+enough: Zarflardan sonra gelir. Örnek:

He doesn’t sleep early enough. (Yeterince erken uyumuyor.)

DİKKAT: Zarflar “too”dan önce, “enough”tan sonra gelir: He speaks too fast. / He speaks fast enough.

3) enough+isim: Hem sayılan hem de sayılamayan isimlerden önce gelir. Örnek:

I don’t have enough money. (Yeterince param yok.)

I have enough onions in the fridge. (Buzdolabında yeterince soğanım var.)

DİKKAT: “Enough”ta “much” veya “many” eklenmez, ama “too”da eklenir: There is too much noise in the classroom. / There is enough light in the classroom.

4) enough (sıfat/isim/zarf)+to+fiil (yalın hali): “Enough” ile kullanılan sıfat, isim veya zarftan sonra istenirse “to”+fiilin birinci hali kullanılabilir. Bu fiil cümleye “o işi yapmaya yetecek kadar” anlamı katmaktadır. Örnek:

This chair is light enough to carry. (Bu sandalye taşıyabilecek kadar hafif.)

He doesn’t sleep early enough to have a healthy lifestyle. (Sağlıklı bir yaşam tarzına yetecek kadar erken uyumuyor.)

I don’t have enough money to buy a car. (Bir araba satın almama yetecek kadar param yok.)

I have enough onions in the fridge to cook broccoli. (Brokoli pişirmeye yetecek kadar dolapta soğanım var.)