Türkçe, İngilizce'nin esiri oldu

Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Üyesi Prof. Abdurrahman Güzel, Türkçe'nin Selçuklu ve Osmanlı devletleri dönemlerinde bile hiçbir suretle Arapça ve Farsça'nın tesiri altında kalmadığını belirterek, "Günümüzde ise Türkçe, İngilizce'nin esiri olmuştur." dedi. Muğla Üniversitesi (MÜ)'nin evsahipliğinde düzenlenen 4. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, 23 ülkeden 230 bilimadamının katılımıyla başladı. İki gün boyunca dört salonda 30 oturumun yapılacağı sempozyumda, 198 bildiri sunulacak. Yazılı, sözlü ve görüntülü iletişim aracı olanrak Türk dili, teknoloji ve Türk dili, kültür taşıyıcısı olarak Türk dili, ticaret dili olarak Türk dili, yakın coğrafyalar arası Türk dili, dünyadaki Türkoloji çalışmaları, Türkçe'nin eğitim ve öğretimi gibi konular ele alınacak.

Atatürk Kültür Merkezi'ndeki sempozyum, "Taştaki Türkler" adlı fotoğraf sergisinin açılışıyla başladı. Ardından MÜ Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitim Bölümü Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı Orkestrası ve Korosu tarafından bir konser verildi. Sempozyum Düzenleme Kurulu Eşbaşkanı ve MÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Ali Akar, bir açılış konuşması yaptı. Türkçe'nin tarihî bakımından bir dünya dili olduğunu ve 5 bin yıl önceki Sümer çivi yazısı metinlerinde bile izleri bulunduğunu belirten Akar, coğrafya bakımından da bir dünya dili olduğunun altını çizdi. Prof. Akar, Türkçe'nin gümümüzde en çok kullanılan 10 dil arasında yer aldığını, yedi Türk devleti, Rusya ve Çin'deki özerk sayılan bölgelerle çeşitli ülkelerde azınlık olarak yaşayan toplam 200 milyon civarındaki insanın Türkçe konuştuğunu kaydetti. Değişen dünyada, dillerin etki ve güç ölçülerinin de değiştiğini belirterek, "Artık klavyedeki tuşların üzerinden dünyaya açılıyoruz. Bu yüzden övünçlerimizi, hamaset duygularımızı içimizde tutup Türkçe ile bilgi üretme yolları aramalıyız. Bugün dünyada üretilen bilimsel bilginin çok büyük bölümü İngilizce'dir. İletişim teknolojisinin yaygınlaşmasıyla dünya, neredeyse tek dilliliğe doğru gidiyor. İşlenmeyen, bilgi üretmeyen, müzik yapılmayan dil, gündelik konuşma ihtiyaçlarını karşılamaktan öte bir anlam ifade etmez. Biz artık Türkçe'nin çeviri, ticaret, teknoloji ve eğitim dili olma yolundaki sorunlarını ve imkânlarını tartışmak istiyoruz." şeklinde konuştu.

Türkçe'nin hizmetçisi olduğunu söyleyen Prof. Güzel ise, "Türkçemiz, anamızın ak sütü kadar saf ve temizdir. Bunu ses bayrağımız olarak kabul edip dünyanın dört bir yanında dalgalandırdık ve dalgalandırmaya devam edeceğiz." dedi. Abdurrahman Güzel, bazılarının iddia ettiği gibi Türkçe'nin, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Arapça ve Farsça'nın esiri kalmadığını savunarak şunları söyledi: "Kelime almış fakat taviz vermemiştir. Halbuki günümüzde Türkçe, İngilizce'nin esiri olmuştur. İlk, orta ve yüksek öğretim kurumlarımızın resmî ve özellerinde adeta yarış halinde bir İngilizce eğitim öğretim yapılarak, yabancılaşma ve yabancılaştırma süreci başlamış ve devam etmektedir." Türkçe'nin dünya dili olması ve gelecekte de varlığını devam ettirebilmesi için planlı çalışma gerektiğinin altını çizen Güzel, "Bugün maalesef ilköğretim 1. sınıf Türkçe kitabının kelime çeşidi sayısı 860 iken çocuklarımızın bu kitaptan kullandığı kelime çeşidi sayısı 100 civarındadır. Öğrenciler, diğer 760 kelimeden habersizdir. Şimdi soruyorum, bu çocuk anadili Türkçe'yi ne derecede öğrenmektedir?" diye konuştu.

Daha sonra konuşan MÜ Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar, sempozyuma evsahipliği yapmaktan dolayı mutlu olduğunu dile getirdi. Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün ise Türkçe'nin çok ciddi bir yozlaşmayla karşı karşıya kaldığını belirterek, İngilizce'nin amaç değil, araç için öğrenilmesi gerektiğini söyledi. Muğla Valisi Fatih Şahin de toplumları millet yapan unsurlardan birinin de dil olduğunu vurgulayarak, Türkçe'yi koruyan ve yaygınlaşması için çaba gösterenlere teşekkür etti.

Açılış konuşmalarının ardından Vali Şahin, sempozyuma katkı sağlayanlara teşekkür belgesi ve şilt verdi. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu'nun birincisi 2008 yılında Ankara'daki Başkent Üniversitesi'nde, ikincisi 2009'da KKTC'nin başşehri Lefkoşa'daki Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi'nde, üçüncüsü ise İzmir'deki Dokuz Eylül Üniversitesi'nde yapılmıştı.