Türkçe İngilizce

Türkçe İngilizce Türkçe-İngilizce dersler, Konular, İçerik

İngilizce’de “the” ve “a/an” kullanımı

İngilizce’de ne zaman “the” ne zaman “a/an” kullanılır? İsimlerin önlerine genellikle bazı belirteçler getiririz. Bunlardan en sık karşımıza çıkanlar Articles başlığında göreceğimiz, a/an ve the kelimeleridir.

Peki, ne zaman a kullanacağız, ne zaman the kullanacağız? Başlangıçta karıştırdığımız bir konu olsa da temel olarak çok basit ayrımları vardır aslında. Şimdi bunlara kısaca bir göz atalım.

Türkçe’de tam olarak karşılığı olmayan bu kelimeler İngilizce’de isimlerin önlerine gelirler ve aynı sıfatlar gibi isimleri nitelerler. Articles konusunu iki başlığa ayıralım öncelikle.

Definite Article (belirli) = the



Indefinite Article (belirsiz) = a/an

Tanımlayan İlgi Tümceleri (Defining Relative Clauses)

Relative Clause kullanımından (ilgi zamirleri) ve genel kullanımlarından bir önceki yazımızda bahsetmiştik: İlgi Tümceleri (Relative Clauses).

İlgi Tümceleri ikiye ayrılır: Tanımlayan (Defining) ve Tanımlamayan (Non-defining). Bu yazımızda Tanımlayan İlgi Tümceleri üzerinde duracağız. Tanımlamayan İlgi Tümceleri için lütfen ilgili yazımızı okuyun.

Tanımlayan İlgi Tümceleri, peşinden gelen ismi niteler, yani hangi kişi ya da hangi şeyden bahsettiğimizle ilgili gerekli bilgiyi verir. Bu bilgi olmadan isme “hangi?” sorusunu sorduğumuzda cevap alamayız. Örnek:

The woman who is wearing a black hat is my aunt. (Siyah şapka giyen kadın benim teyzem.)

Bu cümledeki ilgi tümcemiz “who is wearing a black hat” (siyah şapka giyen), “hangi kadın?” sorusuna cevap veriyor ve “kadın”ı tanımlıyor. İlgi tümcemiz olmadan cümle yarım ve anlamsız kalır. Dolayısıyla Tanımlayan İlgi Tümceleri, cümlenin vazgeçilmez bir unsurudur.

İngilizce’de Much – Many Kullanımı

İngilizce’de, miktardan bahsederken kullandığımız birçok kelime mevcut. Konu miktar olduğundan, bu kelimeler genellikle sayılabilen/sayılamayan veya azlık/çokluk gibi kategorilerde ayrışırlar. Much ve many miktar bildiren kelimelerden ikisidir.

Peki, bu kelimelerin diğer miktar bildiren kelimelerden farkları neler ve nerede, ne anlamlarda kullanılırlar?

Her iki kelime de anlam olarak sayıca, miktarca çokluk bildiren kelimelerdir.

Evet, neden iki tane var o zaman? Çünkü bunlardan biri, much, sayılamayan isimlerle, many ise sayılabilen isimlerle kullanılırlar.

Bir diğer önemli nokta ise bu iki kelime de genellikle olumlu cümlelerde kullanılmazlar. Demek oluyor ki, bu kelimeleri olumsuz veya soru cümlelerinde kullanmamız gerekiyor. Örneklere bakalım.

I don’t have much money.



There isn’t much butter on the bread.



Are there many students in your class?

Türkçe, İngilizce'nin esiri oldu

Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Üyesi Prof. Abdurrahman Güzel, Türkçe'nin Selçuklu ve Osmanlı devletleri dönemlerinde bile hiçbir suretle Arapça ve Farsça'nın tesiri altında kalmadığını belirterek, "Günümüzde ise Türkçe, İngilizce'nin esiri olmuştur." dedi. Muğla Üniversitesi (MÜ)'nin evsahipliğinde düzenlenen 4. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, 23 ülkeden 230 bilimadamının katılımıyla başladı. İki gün boyunca dört salonda 30 oturumun yapılacağı sempozyumda, 198 bildiri sunulacak. Yazılı, sözlü ve görüntülü iletişim aracı olanrak Türk dili, teknoloji ve Türk dili, kültür taşıyıcısı olarak Türk dili, ticaret dili olarak Türk dili, yakın coğrafyalar arası Türk dili, dünyadaki Türkoloji çalışmaları, Türkçe'nin eğitim ve öğretimi gibi konular ele alınacak.

So…that – Such…that nasıl kullanılır?

Bu her iki yapı da kelimeleri niteleyen sıfatlara “çok” anlamını verir ve “that” ile de sonucu gösterilir. Türkçe’ye “öyle …ki” ya da “o kadar…ki” şeklinde çevirebiliriz. Gelin şimdi aralarındaki farklara bir göz atalım.

So…that: Öncelikle “so” arkasından sadece sıfat veya zarf alır. “that”ten sonra da sonuç cümlesini yazarız. Örnek:

The music is so loud that I cannot hear you. (Müzik sesi o kadar yüksek ki seni duyamıyorum.)

Yukarıdaki örnek sıfat ile (loud) kullanımını gösteriyor. Müzik sesinin çok yüksek olmasının sonucu ise o kişiyi duyamamam.

He speaks so quickly that nobody understands what he says. (Öyle hızlı konuşuyor ki kimse ne dediğini anlamıyor.)

Yukarıdaki örnek ise zarf ile kullanımını göstermekte. Çok hızlı konuşmasının sonucu olarak kimse onu anlamıyor.

İngilizce’de ‘should/ought to/had better’ konu anlatımı

Tavsiye ve öneri vermek istediğimizde genellikle should kelimesini kullanırız. Fiilin önüne eklenen should, cümleye tavsiye, öneri anlamlarını katar. Should haricinde bu anlamda kullanılan ought to ve had better yapıları da vardır. Bu başlığımızda tüm bunların kullanım yerlerini ve varsa aralarındaki farkları öğreneceğiz.

Should ve ought to aynı anlama gelirler. Her ikisi de tavsiye anlamında kullanılır. Anlamları, ‘iyi bir fikir’ ya da daha güçlü bir anlamda ‘bunu yapman önemli’ gibi anlamlarda kullanılabilirler. Aşağıdaki örnekleri inceleyelim.

It is very cold outside, you should/ought to close the window.

Your car looks dirty, you should/ought to wash it.

Olumsuz bir cümle yapmak istediğimizde should not (shouldn’t) kelimesini kullanırız. Ought to genellikle olumsuz yapılarda kullanılmaz.

You shouldn’t go out like that, you’ve just had a shower.

must/have to ne zaman kullanılır?

Necessity (zorunluluk/gereklilik)
must – have to/have got to

Necessity kelimesi, gereklilik ve zorunluluk anlamına gelir. İngilizcede zorunluluk bildirmek için fiillerin önüne bu anlamda kullandığımız must ve have to kalıplarını getiririz.

I have to go now.

I must talk to Liam about the meeting.

Yukarıdaki iki cümlede de fillerin önüne gelmiş olan must ve have to fillere bir zorunluluk anlamı katmışlardır. Ancak bazen bu iki kelimeler arasında anlam olarak küçük de olsa bazı farklılıklar öne çıkar. Bunları aşağıda örneklerle anlatmaya çalışalım.

Günlük konuşmalarda have to’nun must’a oranla daha sık kullanıldığını göreceğiz.

Must genellikle have to’dan daha güçlüdür ve daha çok aciliyet veya önemli bir durum olduğunda kullanılır. Aşağıdaki örneğimizi inceleyelim.

– Where is Gemma? I have to talk to her about the weekend party. Mike isn’t coming because he has to go downtown for a job interview.

Present Perfect Tense

İngilizce’deki birkaç zamanın Türkçe karşılığı vardır. Belki birebir olmasa da çok yakındır bunlar. Örnek olarak İngilizce’de Present Simple diye isimlendirdiğimiz zaman Türkçe’deki geniş zamanın, Past Simple ise geçmiş zamanın neredeyse birebir karşılığıdır. Ancak Perfect adıyla geçen zamanları Türkçe dilbilgisinde birebir karşılayacak bir zaman yoktur. Elbette bizde de bu zamanları karşılayacak farklı kullanımlar mevcut. Bu sebeple Perfect zamanları incelerken birebir Türkçe karşılık bulmaya çalışmaktansa anlatılan durumu anlamaya çalışmak daha faydalı olacaktır.

Cumhurbaşkanı Gül’den Apple’a ‘Türkçe’ ricası

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Apple Başkan Yardımcısı John Couch ve beraberindeki heyeti Çankaya Köşkü’nde kabul etti. Gül’ün John Couch’a ‘Türkiye’ye ikinci sınıf ülke muamelesi yapılmaması’ konusunda mesaj verdiği öğrenildi.

Furniture - Prepositions ( Mobilya isimlerini öğrenmek ve edatları kullanarak oda tarifi yapmak. )

Bu dersimizde mobilyaların isimlerini öğrenecek ve basit bir şekilde edatları ( prepositions ) kullanarak resimdeki odamızı tarif edeceğiz. Siz de aynı çalışmayı kendi odanız için yapın.


My living room is very beautiful.

There is a sofa in front of the wall.

There are a lot of pillows on the sofa.

There is a lamp above the sofa, in front of the window.

The chair is near the sofa.

The coffee table in the middle of the room.

There is a picture on the wall.

The pouf in front of the window.

There is a carpet on the floor.





There isn't a lot of furniture in my living room.

There is a white sofa opposite of the tv.

There is a flat screen tv on the wall.

There is a photo frame near the tv.

There is an armchair in front of the window.

The lamp is above the coffee table.

The coffee table is in the middle of the room.

There are orange curtains in front of the windows.

Asking for Directions ( Yer Yön - Yol Tarifi Yapmak - Örnek kalıplar ve tarifler ile.)

ASKING FOR DIRECTIONS ( YOL TARİFİ SORMA )

1. Nasıl Gideceğinizi Sorma Kalıpları



Excuse me, how can I go to .....? ( Özür dilerim, ......'e nasıl gidebilirim? )

Excuse me, where is the ......? ( Özür dilerim, ...... nerede? )

Excuse me, where is the nearest......? ( Özür dilerim, en yakın ...... nerede? )

Excuse me, can you tell me the way to………? ( Özür dilerim, bana...... 'a nasıl gideceğimi söyler misiniz? )



2. Tarif Yapma Kalıpları

A. Düz Gitmek

Go along. ( Düz gidin / Boyunca gidin. )
Go straight. ( Düz gidin. )
Go straight ahead.( Düz gidin. )



Go / Walk down the street. (Sokaktan aşağıya doğru gidin / yürüyün. )
Go / Walk up the street. (Sokaktan yukarıya doğru gidin / yürüyün. )



B. Dönmek

Turn right: Sağa dönün
Turn left: Sola dönün



Take the first street on the left / right. ( Soldaki / sağdaki ilk sokaktan dönün. )

İngilizce Cümle Kurma Rehberi - Sentence Structure

Bu dersi Türkçe dilbilgisine hakim olmayan öğrencileri de dikkate alarak fiil, sıfat, zarf gibi sözcük türlerinden bahsetmeden, herkesin rahatlıkla anlayabileceği şekilde İngilizce cümle kurma sistemini anlatan bir anlatım yaparak konu anlatımımızı çok temel bir şekilde hazırladık. İngilizce mantığını anladıktan sonra çok daha rahat bir şekilde cümle kurabileceksiniz.

Konu anlatımlarımız tamamen özgün anlatımlar olduğu için telif haklarımız nedeniyle derslerin kopyalanmasına ve başka bir sitede yayınlanmasına izin vermemekteyiz. Öğrenciler ilgili dersi yazdırarak arşivlerinde saklayabilirler ancak hiçbir şekilde başka bir site / blog / yayın konu anlatımlarımızı yayınlayamaz. Amacımız İngilizce öğrenen her yaştan kişiye iyi bir kaynak ve yardım sağlamaktır. Çünkü bilgi paylaştıkça değerli ve güzeldir.



İNGİLİZCE CÜMLE KURARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KURALLAR

Was Were Konu Anlatımı

Birinci Adım: Was ve Were Yardımcı Fiilleri ile Olumlu Cümleler Kurma

İngilizce was-were, am-is-are yardımcı fiillerinin geçmiş zaman halleridir. Bu dersimizde was ve were'ün olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinde nasıl kullanıldığını öğreneceksiniz. Önce bu yardımcı fiilin genel kullanım kurallarını öğrenelim :



I was at home. ( Evdeydim.)

You were at home. ( Evdeydin.)

He was at home. ( Evdeydi.)

She was at home. ( Evdeydi.)

It was at home. ( Evdeydi.)

We were at home. ( Evdeydik.)

You were at home. ( Evdeydiniz.)

They were at home. ( Evdeydiler.)



WAS ve WERE NEREDE KULLANILIR: Was ve Were yapılarını fiilleri kullanmadığımız geçmiş zaman cümlelerinde kullanırız. Fiiller, Türkçede sonu -mek/-mak ile biten isimlerdir. Örneğin sevmek, anlamak, yaşamak vb.gibi yapılar fiildir. Eğer fiilleri kullanarak geçmiş zaman cümleleri kullanacaksanız Simple Past Tense konu anlatımımızı çalışın.

Giving Personal Information ( Kimlik Bilgilerini Vermek )

Giving Personal Information





Bu dersimizde kimlik kartı bilgilerini sormayı öğreneceksiniz.Önce YOU ( SEN ) ardından SHE ( O, Bayan ) ve HE (O, Erkek ) sorularını bu derste bulabilirsiniz. Bu derste verilen kartlardaki bilgiler ve kişiler gerçek değildir. Tamamen ders için hazırlanmıştır.



2. TEKİL KİŞİ HAKKINDA SORU VE CEVAP ÇALIŞMASI

Senin adın ne / sizin adınız ne gibi soruları sorarken "your" kullanırız. Eğer daha önceki konu anlatımını okumadıysanız lütfen konu anlatımı için tıklayınız.





What is your name ? ( Adınız ne ? )

-My name is Jessica. ( Benim adım Jessica )

Sadece isminizi söylemeniz de yeterli :

-Jessica



- What is your surname? ( Soyadınız ne? )

- My surname is Wilson. ( Benim soyadım Wilson )

Sadece soyadınızı söylemeniz de yeterli :

- Wilson



- Where are you from? ( Nerelisiniz?)

- I am from Canada. ( Kanada'lıyım)

Sadece ülkenizi söylemeniz de yeterli :

- Canada